Kepçe kulak ameliyatları en sevmediğimiz ameliyatların başında gelir. Çok kolay bir ameliyat olmasına rağmen genellikle hastanın mutsuzluğuyla biten ameliyatlardır. Çünkü hasta ne istediğini bilmez, kulağın 35 derece gibi bir açısının olması gerekir ki kulak ana fonksiyonu olan karşıdan gelen sesleri toplayabilsin ve insan seslerini duyabilsin. Ama kepçe kulak hastaları özellikle çocukluk yaşlarında arkadaşlarının baskısı nedeniyle o kadar bu işten nefret etmişlerdir ki karşıdan bakıldığı zaman kulaklarının gözükmesini dahi istemezler.
O zaman sizin hastanın kulağını normal fizyolojik sınırların dışında yapıştırmanız ve estetik olmayan birşeyi yapmanız gerekir ki hasta mutlu olsun. Siz estetik ya da fizyolojik birşey yaptığınızda genelde hasta kabul etmez.
Hastanın beklentilerinin zorluğu dışında çok kolay bir ameliyattır. Lokal anestezi altında çok rahat yapılabilir.
Çok fazla cerrahi yöntem vardır hatta kesmeden dışarıdan atılacak dikişlerle bile yapılabilir olduğu öne sürülmüştür.
Elimizdeki malzemeyi en az hasarla istediğimiz şekle dönüştürmeye yani kıkırdakları kesmek yerine özel törpülerle zayıflatılarak yatırmaya çalışmakta fayda vardır.
Genelde bütün plastik cerrahların çok rahat yaptığı sonuçları yüz güldürücü bir ameliyattır.
Hastanın ameliyattan sonra 1 hafta ile 3 hafta arasında bir süre (ki bu doktorun tercihine göre değişir) kulaklarını bir baskı altında tutması gerekir. En kolay baskı yöntemi kayak bantı kullanılmasıdır.
Ameliyatın, bantın kafada olmasının daha rahat izah edilebileceği kış aylarında yapılmasında fayda vardır.
Kepçe kulak operasyonlarında bir yaş sınırı yoktur. Hasta ne zaman ki ailesine ” ben bu kulaklarımı yaptırmak istiyorum” derse, ki bu genelde 6 ve 9 yaş arasında başlar, yapılmasında fayda vardır. İlkokul döneminde kişi ne kadar uzun süre kepçe kulaklarıyla yaşarsa çocukların özellikle bu dönemdeki acımasızllıkarı ile ömür boyu kepçe kulaklı, yelken kulaklı gibi bir isimle anılma ihtimali daha fazla olacaktır.